2022’de dünya siyasetine savaş damgasını vurdu
Rusya-Ukrayna savaşı 2022 yılına damgasını vuran en değerli siyasi gelişmelerden biriydi.
Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’in talimatıyla Şubat ayı sonunda başlayan savaşta, başta Kiev olmak üzere birçok şehir Rus ordusu tarafından saldırıya uğradı. Bu akının hemen ardından ABD ve Avrupa Birliği (AB), Rusya’nın ilhakına cevaben ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulama kararı aldıklarını açıkladı.
Batılı ülkelerin Rusya’ya uyguladığı yaptırım kararları arasında en öne çıkan yaptırım kararı kuvvet alanında oldu. AB üyesi devletler, güçteki arz çeşitliliğini artırma gerçeğiyle bir kez daha karşı karşıya kaldılar.
“Tahıl Koridoru Anlaşması” ile tahıl ve gübre ihracatı gerçekleştirildi
Rusya ve Ukrayna’nın temel tarımsal varlıkları dikkate alındığında dünya çapında gıda güvensizliği konusu savaş sonrasında gündeme gelmiştir.
Bu durumun analizi olarak Türkiye Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında 22 Temmuz’da imzalanan “Tahıl Koridoru Anlaşması” ile Ukrayna limanlarından tahıl ve gübre ihracatı hedeflendi. başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye mısır, buğday, kanola ve ayçiçek yağı gibi işler sevk edildi.
Finlandiya ve İsveç NATO’ya katılmaya karar verdi
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle Finlandiya ve İsveç tarafsızlık politikasına son vererek NATO’ya katılma kararı aldıklarını açıkladılar. Türkiye başta İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine karşı çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdelena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 28 Haziran’da İspanya’nın Madrid kentinde düzenlenen NATO Zirvesi kapsamında bir araya geldi.
Görüşmenin ardından Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında üçlü mutabakat zaptı imzalandı. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan İsveç Başbakanı Andersson, İsveç’te 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek terör yasasını sıkılaştırdıklarını ifade etti.
İngiltere’de siyasi kriz
İngiltere’de bir yılda ikinci kez hükümet değişikliği dünya siyasetindeki en değerli gelişmelerden biri oldu. 2019 yılında göreve başlayan muhafazakar Boris Johnson, koronavirüs salgını sırasında karantina kurallarını ihlal ettiği için eleştirildi.
Halkın yarattığı baskıya dayanamayan Johnson, 7 Temmuz 2022’de istifasını açıkladı.
Eylül ayı başında İngiltere’de Johnson’dan boşalan başbakanlık koltuğuna Dışişleri Bakanı Liz Truss oturdu.
Truss başbakan olarak görevi devraldıktan sonra, hükümet 23 Eylül’de toplam 45 milyar sterlinlik vergi indirimi uygulamaya hazırlandığını duyurdu.
Bu durum, ülkenin dış borçlanmasının artacağı yönündeki beklentileri artırmış ve sterlinin keskin bir değer kaybı yaşamasına neden olmuştur. Ekonomik planlara yönelik sert eleştirilerin ardından İngiliz hükümeti, yüzde 45’lik en yüksek gelir vergisi oranını kaldırma planından vazgeçtiğini açıkladı.
Daha önce birçok kez vergi indirimi planının arkasında yer alan Truss, 14 Ekim’de gelen eleştirilere dayanamayarak Kwasi Kwarteng’i Maliye Bakanı olarak görevden aldı ve yerine Jeremy Hunt’ı atadı.
Bu gelişmelerin ardından 20 Ekim’de istifasını açıklayan Truss, 44 gün görevde kalarak en kısa süre görevde kalan ülkenin başbakanı oldu.
Truss’un istifasının ardından 24 Ekim’de partinin yeni genel başkanı 42 yaşındaki eski Maliye Bakanı Rishi Sunak oldu. Ülkenin etnik azınlıktan gelen ilk başbakanı olarak tarihe geçen Sunak, ekonomik istikrarı tehlikeye atacağını söyledi. hükümetin gündeminin merkezinde.
Kraliçe II. Elizabeth öldü, oğlu Charles İngiliz hükümdarı oldu
8 Eylül’de 96 yaşında hayatını kaybeden Kraliçe Elizabeth, Britanya Monarşisi’nde 70 yıllık saltanatı ile “İngiliz tarihinin en uzun süre saltanat süren hükümdarı” oldu.
Kraliçe II. Elizabeth, saltanatı sırasında Winston Churchill’den Liz Truss’a kadar toplam 15 İngiliz başbakanıyla çalıştı.
Kraliçe Elizabeth’in ölümünün ardından 73 yaşındaki oğlu Charles tahta geçerek İngiltere Kralı oldu.
İran’da “Mahsa Amini Protestoları” patlak verdi
İran’da 13 Eylül’de “ahlak polisi” tarafından “başörtüsü kurallarına uymadığı” gerekçesiyle gözaltına alınan 22 yaşındaki Mahsa Amini hayatını kaybetti.
Bu ölüm, ülke çapında İran yönetimine karşı şiddetli protestoları ateşledi. Protestolar ülke sınırlarını aştı ve dünya çapında bir etki yarattı.
Çin ile ABD arasındaki gerilim azalmadı
Çin ile Tayvan arasındaki gerilim, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin de dahil olmasıyla zirveye ulaştı. Pelosi’nin Tayvan’a resmi ziyaret yapacağını açıklamasının ardından Çin, Tayvan Boğazı’na savaş uçakları göndererek Tayvan’a yeni ihracat yasağını açıkladı.
Tayvan ile birleşmeyi bir kez daha ana gündem maddeleri arasına alan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, video konferans yoluyla görüştüğü ABD Başkanı Joe Biden’a “Tayvan bağımsızlığını destekleyerek ateşle oynamamalı” dedi.
Pelosi, 2 Ağustos’ta Asya tipi kapsamında ziyaret ettiği Tayvan’da Başkan Tsai Ing-wen ile bir görüşme gerçekleştirmiş ve Çin’e karşı Tayvan’ı desteklediklerini açıklamıştı.
Peru’da Başkan Castillo görevinden alındı
Seçildiği günden bu yana sağcı muhalefetin yanında yer alan Peru Devlet Başkanı Pedro Castillo, çözümü hukukta arayarak feshetmek istediği Kongre tarafından 8 Aralık’ta görevinden alınarak tutuklandı. darbe. Dina Boluarte, ülkenin başına getirildi.
Peru’da Boluarte’nin istifasını talep eden hükümet karşıtı protestolarda binlerce kişi sokaklara döküldü. Gösteriler tırmanırken, Boluarte 14 Aralık’ta bazı bölgelerde olağanüstü hal ilan edildiğini duyurdu.
Brezilya’da Lula da Silva 11 yıl sonra yeniden devlet başkanı seçildi
Brezilya’da 31 Kasım’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu, oyların yüzde 50,83’ünü alarak sol görüşlü eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva kazandı.
2003-2010 yıllarında iki dönem Brezilya cumhurbaşkanı olan 77 yaşındaki Lula da Silva, hakkında açılan yolsuzluk davaları nedeniyle bir buçuk yıl hapis yatmış, davaların düşmesinin ardından yeniden cumhurbaşkanlığı yarışına girmişti. Böylece 11 yıl sonra Lula da Silva yeniden devlet başkanı seçildi.